Tam bir haftadır Türkiye'deyim. Geçen hafta bu saatlerde midemde kramplar, stresle uçağa girmeyi bekliyordum. Nedeni de elimdeki bir sürü poşetle, çantayla uçağa girme konusunda sorun yaşayıp yaşamayacağımı merak etmemdi.
Uçağımız saat 9'daydı. Malev Havayollarından kampanya kapsamında gidiş-dönüş 141 euroya almıştık biletimizi aylar önce. Sabah erkenden düştük yollara, amacım erkenden içeri girip Duty Free'den bir şeyler almak. Saat 7 olmadan havalimanındayım. Bilet gişesi henüz açılmamış. Bekliyorum. Sırt çantam, yan çantam ve valizim. Üzerimde ince montum var, bir de aldığıma bin pişman olduğum maskem. Tüm İtalya'da taşıdığım yetmezmiş gibi bir de bu kadar eşyanın yanında onu taşıyorum. Tüylerine özen göstermek gerekiyor.
Bagaj olarak vereceğimiz valiz en fazla 23 kg olabiliyor. 23 kg'den sonra her 1 kg için 20 euro ödememiz gerekiyor. Ben de hazır zaman var diye valizimi bir tartayım dedim: 35 kg. Küçük çaplı bir şok yaşadıktan sonra açtım valizimi ve boşaltmaya başladım. Şampuan ve saç spreyiyle başladım. Birkaç kazağı sırt çantama ve kol çantama koydum. Havlularımı attım, ince bir battaniyem vardı onu attım, kot pantolonlarımı attım, attım da attım. Bu arada bizim gibi başka erasmus öğrencileri de vardı ve herkes eşya boşaltma telaşındaydı. Böyle ata ata ve eşyalarımı diğer çantalarıma sıkıştıra sıkıştıra 23.1 kg'ye indirdim. Ancak daha önemli bir sorunum vardı. Uçağa girerken yanımıza sadece 10 kg'ı geçmeyen bir çanta alabiliyorduk. Ancak benim 2 büyük çantam vardı. Gişedeki görevlinin bunu kabul etmesi imkansızdı. Ek ücret ödemem gerekecekti ve ek ücret ödemek yerine yeni bilet alsam çok daha iyiydi.
Arkadaşımla sırt çantamızı saklamaya karar verdik. El çantamı ve valizimi alarak sıraya girdim. El çantam 8 kg geldi. Biletimi aldım ve sırt çantamı sakladığım yerden alıp güvenlik kontrolünden geçmek üzere sıraya girdim.
Çantanıza sadece bileti alırken bakıyorlar, uçağa gireceğiniz kapıda sadece biletinizi kontrol ediyorlar. Çanta kaç tanedir baktıkları yok. Ancak o gün bize bilet gişesinde çok sorun çıkardılar. Kapıda da sorun çıkarabilirler diye biraz korkuyordum. Sonuçta uçağa 1 çantayla binmemiz gerekiyor. Neyse ki kapıda sorun çıkmadı.
Uçuşumuz Budapeşte aktarmalıydı. Budapeşte'ye gittiğimiz uçak oldukça küçüktü ve çantalarımı rafa koymama imkan yoktu. Boş koltuklardan birine koydum.
Budapeşte havalimanında İstanbul'a gidecek uçağın kapısına gitmemiz bir hayli zor oldu. Yürüdük ve yürüdük. Budapeşte'den de bir şeyler aldım ve poşet sayımda göze çarpan bir artma oldu. Uçağa gireceğimiz kapının önünde sıra olmuştuk ve herkesin sadece 1 çanta ile uçağa girebileceğini belirten anonslarda gerilmemi sağladı. Poşetlerimi gözden kaçırmaya çalışır bir şekilde yapmış olduğum hamlelerle bilet kontrolunden hızla geçmeye çalışırken görevli biletimde elektronik bir hata olduğunu söyledi. Ben de çantalarla ilgili bir şey duyacağımı düşünüyordum. Hemen yeni biletimi aldım ve uçağa süzüldüm.
İstanbul'a indiğimizde hemen bir araba buldum ve çantalarımı güzelce yerleştirdim. Annemler beni görünce bu kadar eşyayı nasıl getirdim diye çok şaşırdılar. Ben yorgunluktan ölmüş bir haldeydim.
Erasmus'a gideceklere en büyük tavsiyem, giderken çok eşya götürmeyin :) Oradan mutlaka bir şeyler alıyorsunuz çünkü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder