3 Eylül 2010 Cuma

Roma

Milano, Venedik, Floransa, Pisa ve sonunda Roma!!! Roma, gerçekten çok güzel. Büyük bir metropol. Şu ana kadar gezdiğimiz şehirlerde elimize haritayı alıp yürüye yürüye dolaşıyorduk. Ancak Roma, yürüyerek dolaşabileceğimiz bir yer değil. Aslında Vatikan dışında ziyaret edilecek pek çok yer birbirine yakın. Ama bizim gibi zamanınız azsa en iyisi ulaşımın nimetlerinden yararlanmak.
Roma'ya Pisa üzerinden geçmiştik. Termini istasyonunda trenden indiğimizde hava kararmıştı. Ertesi gün için Roma'da denize yakın bir hostelde rezervasyonumuz vardı ancak bu gece için kalacak bir yerimiz henüz yoktu. Aslında Pisa'da sabahlamayı düşünmüştük ancak Pisa çok sıkıcı gelmişti. Pisa kulesini görüp  Roma'ya doğru yola koyulmuştuk. Roma'da o gece için dışarıda sabahlayamayacağımızı anlamamız uzun sürmemişti. İstasyonun olduğu yer, pek tekin değildi. Floransa'da tanıştığımız arkadaşımız bize istasyona yakın bir hostel önermişti. O hosteli bulduk.
Sabah ilk işimiz Rome Pass almak oldu. 3 gün geçerli olan bu karta 22 euro ödedik. Rome Pass ile şehir içi tüm ulaşım araçlarından ücretsiz olarak yararlanabiliyorduk. Müzelere girişte indirimimiz vardı. Ayrıca ilk iki müze girişi için de ücret ödemeyecektik. 
En pahalı iki müze arayışımız uzun sürmedi. İlk olarak Kollesium'da karar kıldık. 
Roma gezimize, öncelikle Vatikan'dan başladık. Vatikan'a giriş için önceden özel izin almak gerekiyor.  Ancak Papa'nın halkı selamladığı alan İtalya'da Roma sınırları içerisinde. O alanı gezdik.
Vatikan müzesini ziyaret etmeye karar verdik. Roma Pass'imiz Vatikan müzesi için geçerli değildi. Çünkü Vatikan, ayrı bir devlet. Ama giriş pek çok müzeye göre fiyat olarak uygundu. Tek yıldırıcı nokta abartmıyorum kilometrelerce süren kuyruk. Bu kuyruk içinde çeşitli noktalarda size tur satmak isteyenler de mevcut, paket turlardan birini satın alarak kuyruğa o noktadan dahil olma fırsatına erişiyorsunuz.
Biz de kuyruğa pek de etik olmayan bir şekilde dahil olduktan sonra Politechnika öğrenci kimliğimizi göstererek içeriye girebildik. Vatikan müzesi çok büyük. Sanırım hayatımda gezdiğim en büyük müzeydi.

Farklı bölümlerden oluşuyor. Önce ünlü ressamların eserlerini gördüğümüz bölümü ziyaret ettik. Daha sonra heykeller, kilimler, statülerden oluşan bölümleri gördük. Sistina şaphelini de ziyaret ettikten sonra papaların mezarlarının olduğu bölümden geçerek gezimize son verdik.

Doğrusunu söylemek gerekirse, bana müze gezisi oldukça yorucu ve sıkıcı geldi. Çünkü geziye yaklaşık 4 saat ayırmak gerekiyor. Rehber eşliğinde gezmediğimiz için de çoğu esere bakarak geçtik. Diğer yandan kalabalık da insanı çok yoruyor.






İtalya'nın başkenti Roma. Pek çok Avrupa kenti gibi kozmopolit bir yapıya sahip. Kalabalık, gecenin belirli bir saatinden sonra ürkütücü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder